23 Kasım 2007 Cuma

saatler sızıya vurmuş kalbimin akrebinde

Kalbimde sızlayan, ellerimle ördüğüm müdür? Ellerimle ördüğüm, kördüğüm müdür? Kördüğüm, yanlışa oylanan tercihim midir? Yanlış, fıtratıma zorla giydirdiğim midir? Ya da başka bir deyişle, balçığa yakın tarafımın seslendiği midir?

Ne çok ses var. Algılarımı kuşatıp, bir yanımı balçığa çeken; duygularıma mecra olup, hoyratça israf eden. Ne çok ses var.

Şimdi ellerimden tutmazsan düşerim ben. Muhakemelerimi yitirmişken insan oluşumun diğer tarafında-yani terakki ise bir yanı, tedenniye gider diğer ucu- yolumu gösterecek bir ışık sunmazsan zayıflığıma, düşerim ben. Ya da sunduklarını görebilecek bir aydınlık vermezsen içime, düşerim ben.

Işıltıların cazibesinde takılmış ilerleyişlerim. Önümdeki hazır sunumlarda. Ötelerle aramda, paketlenmiş fırsatlar var şimdi. Reklamlardan, panolardan, afişlerden, ağızlardan, bakışlardan değer biçilmiş fırsatlar. Cici paketlere sarılmış her biri. İçime yerleştirdiğin bir taraf nasıl da kaynaşır durur, nasıl da heveslenir hazır arzulara. Ama şimdi, işte şimdi, yakınımda hissederken yabancı bir rüzgarı, ellerimden tutmazsan düşerim ben.

Zamanın zor saatleri her alemde- ki her insan bir alemdir- farklı bir vakti mi vurur? Alemimin zor saatlerinde tek başıma koyma beni. Adımlar ardı arkasına atılırken, yanlışın kaçıncı basamağı düşüşümdür diyemem. Kendi göreceliğime değil, aslımın uygunluğuna çek beni. Seni kaybetmenin her şeyi kaybetmek demek olduğunun bilincinden ve hissedişinden ayırma beni.

Sızlayan kalbimde, ellerimle ördüğüm müdür? Sızılarımdan tutup çıkarsan, kanayan yerlerimi onarsan bir bir, vermeyi vaat edişinin güvenine sığınır mıyım?

Bir çekirdek nasıl isterse dal dal yürümeyi, gelişmeyi; onun gibi işte. İçimde dal dal yürüyen yanlarıma gösterir misin hayrı, razılığını. Yakınında kalmak ve kaybetmemek içindir seslenişim. Umutlarımı umutlu kılman için ayrıca…

d.d.

Hiç yorum yok:

web page counters